Hakkımda

Fotoğrafım
Yıllar boyu edindiğim bilgi ve tecrübelerimi burada siz takipçilerim ile paylaşmak için açtığım bloğumda genel olarak finans dünyasının bilinmeyenlerine yol alacağız.Beni tanımayanlar için inşaat mühendisliği ve finans alanında diplomalarım olup 2 alanda da çalışmalarıma yıllardır profesyonel olarak devam etmekteyim.(Bu hesabın kapsamı sadece küresel ekonomi ve piyasalar ile ilgili yorumlarımla sınırlı olacaktır. Burada yer alan yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.)

24 Şubat 2019 Pazar

ABD TAHVİLLERİ & USD/TRY KURU İLİŞKİSİ ÜZERİNE

Konuya direkt olarak girmeden önce genel bilgileri veriyorum ki finansal anlamda okur-yazarlık konusunda da insanlarımıza bir katkımız olsun. Bu yüzden ilk 2 başlığı genel olarak terimleri anlatma ve yorumlama amacı ile yazdım. Son başlıkta ise asıl anlatmak istediğim konuya dair çalışmam ve tahminlerim bulunmaktadır...

TAHVİL NEDİR?


Tahvil kelime olarak, sözleşme, anlaşma ya da garanti anlamına gelir. Kısa vadeli tahviller(1 yıldan daha az süre) genelde senet/bono olarak adlandırılırlar. Anonim şirketler, devlet veya kamu kurumları tarafından borçlanmak amacıyla çıkarılabilirler. Devlet tarafından orta ve uzun vadeli(1 yıldan uzun süreli) borç para sağlamak amacıyla çıkartılmış olan borç senetleri devlet tahvili olarak adlandırılır.

Orta çağ dönemlerine kadar dayanan tahviller,kralların,lordların veya o dönem ki zengin sınıfın savaşları finanse etmek için verdikleri ödünç paraların ortak bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Venedik bankası  tarafından 1157 yılında çıkarılan ilk tahvil hatta İstanbul'daki bir savaşı finanse etmek için çıkarılmıştır.


Devlet tahvillerinin yaygın olanları genel olarak vade süresi 2 yıllık,5 yıllık ve 10 yıllıklardır... 


ABD TAHVİLLERİ ÜZERİNE


ABD gibi ülkelerin para politikası genel olarak ülkeleri kendine borçlandırarak gelişmekte iken bizim gibi ülkeler ise hep sıcak paraya ihtiyacı olan ülkeler konumunda olduğundan dolayı rezerv para olan dolar üzerinden ve dolayısıyla tahviller üzerinden müthiş bir ekonomi oluştu.


ABD tahvillerinin belli ülkelerde toplandığını aşağıdaki tabloda görürken bunun aynı zamanda yoğun ticaretten dolayı olduğunu da anlamamız gerekir. Az önce de dediğim gibi bizim gibi ülkelerde ABD tahvillerinden ziyade nakit sıcak para daha mühimdir.Çünkü biz borç veren değil borç alan bir ülkeyiz. Mantıklı olanı da budur. Neyse konumuza dönecek olur isek ticaret savaşları sonrası anılan Çin' in elindeki rezervleri bozacağı safsatası biraz da ticaret yüzünden bu kadar tahvil aldığını görebilmemiz de saklı. Trump'ın da dış borcu düşürmek amaçlı Çin mallarına koyduğu kotalar vs hep bu yüzden. Çünkü borçlandıkça tahvil satıyor ve bunların karşılığı da yarın Çin'in bunları satmasına karar verirse diye önceden önlem gibi düşünün. Küresel piyasada biraz da para politikası amaçlı yapıyorlar bu tahvil ihraçlarını...Söz gelimi, ulusal para karşılığında piyasadan tahvil satın alınması piyasadaki ulusal para miktarı üzerinde genişletici etki yaparak fiyatlar genel düzeyinde yukarı yönlü etki yapıyor. Zaten ABD para politikası da bu amaç ile eş güdümlü ilerliyor...Sonuçta katma değeri olan ürünlerini iyi fiyatlardan piyasaya satıyor ve tekel olmuş durumdalar çoğu teknolojik alanda... 



Kaynak: AA

AA'nın yayınladığı bu tabloda zaten finansal merkez olan ülkelerin çokluğunu görüyoruz. O da paranın tahvil aracılığı ile piyasalara dağılması olarak yorumlayabiliriz.


 ABD TAHVİLLERİ & USD/TRY KURU İLİŞKİSİ ÜZERİNE  


Son dönemde ABD 10 yıllık tahvilleri hareketlerini inceliyorum. Geçen hafta kapanışından önce bir kaç boğa piyasası belirtisi geldi mum çubuklarında... Bu da hemen beni durum üzerine araştırma yapmaya itti. Özellikle önümüzdeki hafta ABD ekonomi gündemi çok yoğun ve bir çok veri açıklanacak. Yine Mart ayında bir FED toplantısı daha var ve 19-20 Mart tarihlerinde gerçekleşecek. Bu açıdan bakında FED'in hareketlerinde ki kararsızlık tahviller üzerinde oynaklık yaratacağa benziyor ki yüksek ihtimalle 2,50 seviyelerinde 1.x li seviyelere kadar düşüşler olabilir. Zaten işin ilginç yanı 3 aylıkların 10 yıllıklardan yüksekte olması bir küresel kriz habercisi oluyor. Ancak bu duruma gelinir mi ilerleyen zamanda tekrar bakacağız...


Yine uzun süreli grafiklere USD/TRY ile ABD 10 yıllıklarının ve 3 aylıklarının küresel krizdeki performansını karşılaştırdığımda ise ilginç bir tablo ortaya çıktı. 90' dönemi,2001 dönemi ve 2008 döneminin 3'ün de de yukarıda bahsettiğim durum yaşandı ve TL değer kaybı olduğunu gördük.
USDTRY,ABD10Y ve ABD3M verileri karşılaştırmalı tablosu



Kısaca bu aylarda olabilecek hareketler gelecekte olabilecek kur şokları hakkında fikirler veriyor. Küreselde ABD tahvillerine talebin artması genelde savaş dönemlerinde veya resesyon dönemlerinde karşılaşılan durumlar. Daha önceki yazımda (https://mehmetsipai.blogspot.com/2019/02/trump-gunah-kecisini-aryor.html) AB devletleri ve Çin gibi ülkelerin resesyon habercisi verilerini incelemiştim. Bunun bize yansımasını da detaylı olarak orada anlatmıştım. 

Genel olarak bahsettiğim durumların doğru orantıda olması gelişmekte olan ülkelere haliyle bizlerin de dikkatli olmamız gerekliliğini anlatıyor. 21.02.2019 tarihinde aldığım sinyal 27.02.2018 de aldığım boğa dönüşü sinyalinden çok daha güçlü görünüyor... Umarım tahminlerim tutmaz ve ABD tahvillerinde bir fiyat artışı(faiz düşüşü) görmeyiz... Resesyona doğru yürüyen bir ekonomi ile 2. bir kur şokunu kaldırabilir miyiz bilmiyorum...


Kaynaklar: 

1- https://www.dunya.com/finans/haberler/hangi-ulkenin-ne-kadar-abd-tahvili-var-haberi-398957
2-AA
3-https://mehmetsipai.blogspot.com/2019/02/trump-gunah-kecisini-aryor.html
4-https://mehmetsipai.blogspot.com/2019/02/hic-bitmeyen-krizler-hic-bitmeyen-egolar.html
5-https://mehmetsipai.blogspot.com/2019/01/ekonomide-durgunlukresesyon-uzerine.html

20 Şubat 2019 Çarşamba

İndikatörler Nedir? Mesi ve Buysell İndikatörlerim Hakkında Kısa Bilgiler


İndikatörler Hakkında
Enstrümanın fiyat hareketlerini esas alarak geliştirilmiş göstergelerdir. Aslında fiyat ne ise yardımcı gösterge de sonradan ayak uydurur. Kısacası, fiyat ne ise İndikatör de odur. Çok fazla İndikatör kullanmak iyi birşey değildir daha çok kafa karıştırabilir. Tabi ki size en çok uyan yardımcı göstergeyi en fazla 2-3 tane olmak üzere belirledikten sonra daha isabetli işlemler ve başarılı işler yaptığınızı göreceksiniz.
Yalnız, yatırım yapılan enstrümanın uyumu için zirveler ve diplerin oluştuğu seviyeler, grafikte üstte fiyat ile uyumlu olup olmadığı önemlidir. Uyumsuz ise hangi trend içindeyse olumlu veya olumsuz uyumsuzluk olarak tespit edilir ve buna göre yükselişin gerçek olup olmadığı tespit edilir. Yatırım buna göre yapılır veya satılır. Grafiklerde bolca değinmeye çalıştık.
70’e yakın temel indikatör vardır ancak bunlarda temel prensip hemen hemen aynıdır. 
Mesi ve buysell kodlamalarımda asıl amacım bunların bir kaçını birden birleştirip daha temel bir bakış açısı yaratmak idi. Sürekli paylaştığım grafiklere bakarken bu açıdan bakınız.
Mesi İndikatörü Hakkında

 Döviz piyasaları, hisse senetleri, emtia (değerli maden altın,brent petrol vb.) piyasalarında kullanılabilmektedir. Trendleri gösteren indikatör olmasından yola çıkılarak yatırımcının kafası karışmadan alım-satım işlemlerinde pozisyon almasına olanak vermek için geliştirilmiştir. En iyi sonuçları Günlük veri grafiğinde alabilirsiniz. Piyasada ayrıca hakim olan trendler için uzun trendlere bakmanız ve bunları incelemeniz de yararınıza olacaktır.


Dikine inen ve çıkan uzun oklar ile trendlerin  oluşması;


İndikatörde kırmızı ve yeşil oklu dikine çizgiler trend dönüşüne işaret eder. Yeşil çizgi yükseliş trendi teyit sinyalidir.Kırmızı çizgi ise düşüş trendi teyit sinyalidir.

Buy ve sell yazıları ile oluşan al-sat sinyalleri;


Buy ve sell çizgileri resimde görüldüğü gibi kırmızı ve yeşil küçük oklarla oluşan çizgilerdir. Büyük trend çizgileriyle(büyük oklarla birlikte) oluşan al-sat sinyalleri kuvvetlidir. Diğer oluşan sinyaller ise trendin devamını gösteren veya trendden bağımsız oluşan sinyaller olabilir, yüzde yüz bir kesinliği yoktur.Seçtiğiniz zaman dilimine göre de sonuçlar arasında farklılıklar oluşacaktır. Grafikte ne kadar günlük zaman dilimimini ağırlıklı kullansamda uzun vadeli(haftalık ve aylık zaman dilimlerine) trend çizgilerine bakıp trendlerin ne yönde olduğunu,veya short işlemler açacak iseniz kısa vadeli (saatlik, dakikalık zaman dilimlerine) bakıp bunları birbirleri ile kıyaslamak gerekir.

Fiyat grafiği ile indikatör arasındaki ilişkiler üzerine;


Şekilde görülen mumların üzerindeki yatay kırmızı ve yeşil çizgiler, baktığınız zaman dilimindeki destek ve dirençleri otomatik işaretler. Bu çizgi kanal sonu gelene kadar uzar ve devam eder. Yeni bir kanala geçildikten sonra çizgi yeri değişir.
Siyah yatay çizgiler mumların ortalama sürelerdeki en üst ve en alt noktalarını otomatik olarak işaretler.Kısacası bu çizgiler belli bir algoritma ile kanal aralığını gösterir.
Mumlar üstünde oluşan mavi çizgilerin durumu kırmızı,yeşil ve siyah yatay çizgilerden farklıdır. Şöyle ki mum formasyonları olan candlesticklerin incelenmesini sağlar. Örneğin oluşan mum formasyonlarının yutan boğa formasyonu mu hamile ayı formasyonu mu olduğunu bilmenizi gerektirecek durumlar kodla çözülmüş ve otomatik olarak buy ve sell trend çizgileri(büyük yeşil ve kırmızı oklar) ile oluşturulmuştur. Böylece mum formasyonlarını bilmenize gerek kalmayarak büyük bir kafa karışıklığı giderilmiş trend analizi otomatik olarak önünüze gelmiş bulunmaktadır.(Buy sell yazısı veya trend okları oluşmayanlarda formasyon bulunmamaktadır sonuçta bu bir projeksiyondur ve tüm mumları inceler.O yüzden bu oluşan mavi çizgilere çok anlam yüklemeyiniz. .Zaten oklarla bu durumu çözüyoruz kafanız bu mavi çizgilere takılmasın.)

Buysell İndikatörü Hakkında

 Döviz piyasaları, hisse senetleri, emtia (değerli maden altın,brent petrol vb.) piyasalarında kullanılabilmektedir. Trendleri gösteren indikatör olmasından yola çıkılarak yatırımcının kafası karışmadan alım-satım işlemlerinde pozisyon almasına olanak vermek için geliştirilmiştir. En iyi sonuçları Günlük veri grafiği ve 4 saatlik veri grafiğinde alabilirsiniz.

İki hareketli çizginin kesişim bölgelerine bakılarak trend yönü belirlenmesi;


 İndikatörde sarı ve yeşil çizginin birbirini kestiği bölgeler trend dönüşüne işaret eder. Yeşil çizginin sarı çizgiyi yukarı kestiği yer yükseliş sinyalidir(grafikte solda görünen 1 no’lu yuvarlak içinde).Yeşil çizginin aşağı kırılan bir biçimde sarı çizgiyi kesişimi ise düşüş sinyalidir.(grafikte sağ tarafta görünen 2 no’lu yuvarlak içinde)

 Referans çizgileri ile olan kesişimlerden alınan al-sat sinyalleri.


 Buy ve sell çizgileri resimde görüldüğü gibi kırmızı ve yeşil yatay çizgilerdir. Referans değerleri +100 ve -100 olarak gösterilir. Hareketli yeşil çizginin bu 2 çizgiyi kestiği noktalarda al-sat sinyalleri kuvvetlidir. Genelde +200 &+300 aralığında sell(satım) ,-200 & -300 aralığında buy(alım) sinyalleri en kuvvetli noktalarına ulaşıyor.

Önemli not: -300’ün altına düştüğü veya +300 ün üzerine çıktığı bölgeler ise maksimum pik noktaları olabiliyor ancak dönüşleri diğerlerine göre genelde daha hızlı gerçekleşiyor. Zaten resimde bu durum açıkca görülmektedir. Resimde aynı zamanda mavi dikdörtgen içine aldığım noktalar, kurların en üst ve en alt noktalarında indikatörün bu sinyal hareketlerini net olarak göstermektedir.Buy çizgisi ve sell çizgisi arasındaki bölgede(buraya izleme bölgesi deniyor-only view pozisyonu) genel olarak ekstra durumlar yok ise trend net bir biçimde yukarıda anlattığım sinyalleri vermeden işlem açmamak yararınıza olabilir.Bir başka püf noktası ; Günlük al sat işlemleri için en iyi trend göstergesi 4 saatlik iken, uzun vadeli olarak yapılan al sat işlemlerinde ise en iyi trend göstergesi 1 günlük göstergedir. Günlük gösterge seçeneği açılan sayfada en üst satırda olup D veya G ile adlandırılırken 4 saatlik gösterge 4h veya 4s olarak seçtiğiniz dil seçeneğine göre değişiklik gösterir. Aşağıda gösterildiği gibi bu zaman seçimi sekmesi satırda sarı bold çizgi ile işaretlenmiştir.


 Fiyat grafiği ile indikatör arasındaki uyuşmazlıklar,
  
Şekilde görülen tepelerin uyumsuzluğu direk göze çarpıyor değil mi? Böyle trendler genelde çok oynak yani volatilitesi yüksek yatırım argümanlarında görülebiliyor. Böyle bir durumda grafikteki mumlarda görülen çıkıştan sonra düşüş beklentisi içerisinde bir davranış göstereceğine dair bir sinyaldir.

Paylaştığım ekran fotoğraflarında bu anlattıklarım ekseninde bakarsanız grafikleri anlamış ve yorumlama kabiliyetine ulaşmış olursunuz... Mesi ve buysell indikatörlerini kodlarken benzeri indikatörleri insanlara daha ulaşılabilir kılmaktı amacım. Çünkü pine tabanlı indikatörlere aylık ücret alıyorlar tradingde fikir almak için kendimde kullandım bir kaçını kendi indikatörlerimi kodlarken. 50 dolardan 150 dolara kadar gidiyor aylık ücretleri.Aynı zamanda bunları kullanmak için site üyeliğine de 20 $-50$ aralığında ücret alınıyor. Sorularınız için twitterda DM üzerinden bana ulaşabilirsiniz...

19 Şubat 2019 Salı

Trump, Günah Keçisini Arıyor...

2019, Trump'ın kendine günah keçisi seçme yılı olacak gibi görünüyor. Başkan Trump ve ekonomi ekibinin FED'i  para politikası önlemlerinde faizler üzerinde çok fazla agresif davrandıkları için suçladıklarını zaten gördük. Şimdiye kadar genişlemeci para politikalarını güden FED'in  işleri tersine çevirmek için neyi ne zaman yapacağını kimse bilmiyor gibi görünüyor.(Son konuşmalarında zaten FED'in faiz politikalarını değişmiş göstermesi bir nevi kendilerinin de kararsız olmasından dolayı idi.) Trump ve ekibi, kongre’yi, FED'i karşısındaki herkesi açıkça  ekonomideki her olumsuz olayda suçlayacaklarını tahmin ediyorum. Böyle bir durumda ekonomik aktörler(Borsaya kote şirketler,yatırımcılar tüm finans aktörleri) piyasalarda artan belirsizlikler ile karşı karşıya kalacaklar.
Azalan tüketici iyimserliği, ABD siyasi ve ekonomik ortamının geleceği ile ilgili belirsizlikler ve küreselde büyük ölçekli ekonomilerindeki düşük büyüme oranları, ABD  büyümesindeki mevcut olumlu yükseliş eğilimini sürdürmeyi  imkansız hale getirecek. ABD ve çoğu büyük ekonomi, artık durağanlık içinde olacaklar. 2019’da dünya ekonomisinin yavaşlamasını bekliyorum, ancak ABD için nispeten ciddi bir şey yok ve  Obama dönemi ortalamasının  üzerinde bekliyorum. Tüm bunlara rağmen tahminimce %2'nin üzerinde bir büyüme olacaktır... 
Küreselde Beklenen Büyüme Oranları ve 2018-2019 karşılaştırması
Çin'deki daralmanın %26' larda beklenmesi zaten ticaret savaşlarında kazananın ABD olduğunun da kanıtı olacağa benziyor. 
Almanya'da beklenen daralma da Avrupa ekonomisinin tümüne sirayet edecek bir veri olarak göze çarpar iken İngiltere ve Japonya nispeten daha az bu durumdan etkilenecekler gibi duruyor... İngiltere için yine de Brexit olayının sonucuna göre bu beklenti değişebilir... 
Gelişmekte olan ülke ekonomilerinin bu tabloya göre ekonomik verilerinin keskin bir daralma içine girmesi çok da uzak bir ihtimal olmuyor.Nitekim bu ülkelerle ticaret yapıyorlar. 

Tüm konu zaten para arzıyla ilişkiliydi şimdi para arzı artışının sonuçları yaşanmaya başladı ve bunun önü elbet bir yerde kesilecekti... Ancak Trump için günah keçisi de böyle bir durumda uzakta değil... 

Kaynak: GDP 2018-2019 estimates and performance of major stock indices (Dow Jones, FTSE, N225, HSI, DAX). GDP estimates: Trading EconomicsALEJANDRO CHAFUEN

17 Şubat 2019 Pazar

2001 Krizi ve Ecevit Eleştirileri Üzerine

2001 krizi nasıl bir ortamda oldu sizlere anlatmak istiyorum. Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit zamanında ABD'de faiz 6,50 idi. AB ülkelerinde ki faiz oranları ise %5'lerde idi. (Aşağıdaki grafiklerde ilk önce ABD faizleri, bir altında ise ECB faizleri yer almaktadır.)

2001'de FED'in belirlediği $ faizi 6,50. Şu anda bir kaç puan oynayacak mı diye hop oturup hop kalktığımız oran ise 2,50 ler civarında seyrediyor.
2001'de ECB(Avrupa Merkez Bankası) %4,50'lerden yüksek iken şu anda 0,25 düzeyinde bir faiz oranı bulunmaktadır.
Bu yukarıdaki grafiklerde görmüş olduğunuz faizlerin etkisinde gelen krizde henüz küreselde globalleşme fırtınasıyla sıcak para kavramı oluşmamış, haliyle gelişmekte olan ülkeler ucuz dolardan henüz nasiplenmemiş ve tüketim alışkanlıkları değiştirilmemişken yaşandı.

Peki burada yaşanan kriz ortamında devletin elinde olan varlıklar neler idi? Şu anda özelleştirmeler ile satılan cumhuriyet zamanı fabrikaları, daha sonrasında sanayileşme ile gelişen büyük petrol rafineleri gibi bir çok varlığı bulunmakta ve elektrik,su,telefon idareleri devlet tarafından kontrol edilmekteydi.

Üstüne 1999 yılının Ağustos ayında yaşanan Türkiye tarihinin en büyük doğal felaketinin üzerinden 1 yıl geçmiş ve bu felaket en büyük sanayi kuruluşlarını barındıran  İzmit şehrimizde yaşanmıştı.Böyle bir doğal afetten sonra bu kuruluşların üretim yapısının varın ne kadar etkilendiğini sizler tekrar tekrar düşünün...

Sanayi üretimi yıllık bazda deprem sonrası yaşanan daralma ile düşmüş ve kendini ancak 2004' e doğru küreselde yaşanan faiz düşüşleri sonrasında ve yeniden faaliyete giren bölümler sayesinde geliştirebilmiştir. Şu anda gördüğünüz gibi ekonomi yine aynı daralma durumu eğilimine girmiş durumdadır.


Aynı şartların şu anda olduğunu düşünelim ve senaryomuzu buna göre kurgulayalım bakalım neler olur?

Öncelikle küreselde yaşanan daralmanın sonucunda bu yukarıda bahsi geçen faiz oranlarına tekrar dönüleceği bariz bir durum olarak önümüzde duruyor. Her ne kadar FED ve ECB açıklamaları son zamanlarda değişkenlik gösterse de sonuç olarak faizleri yıllara yayarak ya da kısa süreler içinde arttırma niyetleri olacaktır. 2001' deki kriz sonrası bir anda küreselde faizler düştü ve ucuz para tüm dünya piyasalarını sardı borsalar ralliler yaptı , bizim gibi zora düşmüş ekonomilerinin tüm kar eden devlet kurumlarını aldılar. Sonrasında para arzını çok fazla büyüttüklerini fark ettiklerinde 2008 krizi ile karşılaşıldı. Hani bizi şu teğet geçen ama elimizdeki datalarda daha farklı sonuçlara ulaştığımız kriz. Sonrasında tekrar açığı büyüterek kapamaya çalışan küresel lobi en sonunda bu sene resesyonu konuşmaya ve verilerle ciddi bir para arzında kısılmaya gidileceğini duyurmaya başladı. Yalnız bu sefer elde avuçta bir şey yok,üstüne dağ olmuş borçlar ve üretimden uzak bir toplum yapısı var... Benzer doğal felaket ihtimallerinden bahsetmiyorum ancak şunu bilin ki her yer 1. derece deprem bölgesi ülkede çoğu da sanayi şehirlerimiz...

Sonuç olarak yukarıdaki değerlendirmeler ile o döneme baktığınızda tekrar tekrar okuduğunuzda gerçekleri görmek için ahlaklı ve erdemli bir kalbe sahip olmak yeterlidir.

''Köylü kalkınmadıkça Türkiye kalkınmaz'' diyen Bülent Ecevit'i küreselde faizlerin en yüksek olduğu dönemde en çok eleştiren yine aynı köylülerdi...Utanma duygusu kalmayınca insanda ekonomi konuşulacak alanlar arasında kendisine yer bulamaz. Çünkü neden değil sonuçtur yaşananlar... Ahlak ve erdem kavramlarını kaybeden insanlardan zaten utanma duygusu da beklenmemeli....

Grafik Kaynakları: 
1 https://tr.tradingeconomics.com/turkey/industrial-production
2-https://www.global-rates.com/interest-rates/central-banks/central-bank-america/fed-interest-rate.aspx
3-https://www.ecb.europa.eu/stats/policy_and_exchange_rates/key_ecb_interest_rates/html/index.en.html

13 Şubat 2019 Çarşamba

Hiç Bitmeyen Krizler, Hiç Bitmeyen Egolar


Televizyonda, sosyal medyada ve yazılı basında gördüğümüz kriz için kullanılan terimlerin,ekonomi okur yazarlığı olmayan insanlar için kafa karışıklığına yol açtığını düşünüyorum. Medyatik maymun olan egolu kişiler, üstencil ve halktan uzak şekilde terimlere boğarak mevzunun aslından insanları uzaklaştırıyorlar. Yok efendim slumpflasyona girdik, yok efendim depresyondayız vs. gibi atıp tutan ve kullandığı bu terimleri açıklamaya tenezzül dahi etmeyen kişiler yüzünden, bu terimleri anlatmaya aldığım eğitimin hakkını vermek ve toplum faydası ve ahlakı için gereklilik duydum.

Öncelikle krizlerin en kötüden az daha ılımlı olana doğru sıralanması ile konuya başlayalım: 1.Slumpflasyon, 2.Depresyon, 3.Resesyon, 4.Deflasyon, 5.Stagflasyon, 6.Enflasyon. Peki bizim yaşadığımız krizin tanımlaması nedir? Hadi gelin tek tek maddeler halinde içinde bulunduğumuz krizin durumunu inceleyelim. 


  • İşsizlik rakamları yükseldi ✅
  • Hükümet sosyal yardımlara daha fazla para aktarmaya başladı.✅
  • Gelir vergisi gelirleri işsizlik yüzünden haliyle düştü.✅
  • Bireyler,şirketler derin bir kötümserliğe girdi. Yatırımlar durdu.✅
  • GSYH 2 çeyrek üst üste düştü. ✅
  • Hane halkı parasını harcamak yatırım yapmak yerine tutmaya başladı. ✅
  • Alt yapı projeleri durdu. Haliyle Mega Projelerin ismi dahi anılmaz oldu. ✅
  • Yapılan mega projeler ise kar etmemesi yüzünden hak sahipleri tarafından satılığa çıkarıldı.✅
  • Enflasyon arttı.✅
  • Faiz arttı. ✅
  • Kurlar arttı.✅
  • Yüksek enflasyon sonucu neyin maliyetinin ne olacağını kimse bilemediğinden devlet temel tüketim malzemelerinde müdahaleye başladı.✅
  • Bankalar kredi vermeyerek piyasada likiditeyi iyice kıstı. ✅
Bu kadar maddeyi sıraladık. Şimdi kötünün iyisi olan ilk kriz tipleri sıralamamızda 6. madde ile başlarsak bahsi geçen enflasyonumuz var diyebiliriz,çarşı ve pazarda bu durumu görüyoruz zaten her alışverişimizde.5. madde de geçen stagflasyon içinse işsizlik ve enflasyonun aynı anda arttığını(yukarıda zaten maddelerde yazdığım gibi) görüyoruz demek ki buna da sahibiz.( Deflasyon sadece Japonya gibi düşük faize ve eksi enflasyona sahip ülkelere özgüdür onu ayrı tutuyorum, genel olarak sürekli fiyat düşüşü olduğunu bilin yeter.) 3. madde olan resesyona gelirsek , genel anlamda resesyon tanımı;GSYH'nın 2 çeyrek üst üste düşmesi durumuyla açıklanıyor ve genel bir daralma hali olarak görülüyor. Resesyonun uzun sürmesi hali sıralamada 2. maddede bahsi geçen depresyona sebep oluyor.Ekonomi olararak henüz bu aşamada değiliz. Ancak önlemler alınmaz ise geleceği öngörmek de kahinlik olmayacaktır. Depresyon hali, resesyon gibi bir kaç aylık süreçten ziyade yıllara sirayet  eden bir vaka durumudur. Son maddemize gelir isek,slumpflasyon terimi enflasyon içinde küçülme halidir. Burada ki en büyük zorluk hem enflasyonun azaltılmasını sağlamanız gerekirken,hem de ekonomik büyüme yaratmanız gerekliliğidir ki bu ikisinin aynı anda yaparken işsizliğin de çözümünü bulmanız gerekir ki bunların hepsinde uygulanacak politikalar bir diğeriyle çelişecektir. Tam bir kaos halidir. 

Temel olarak şu anda enflasyonumuz,stagflasyonumuz ve resesyonumuz var.Gerekli önlemler alınmadığı için ise ileri ki aşamaları depresyon ve slumpflasyon olacaktır.

Hamaset ile yol alan ülkeler kuru ekmeğe muhtaç olurlar bunu unutmamak gerekir... 

Tablolar halinde durumu görmek isteyenler için ; https://mehmetsipai.blogspot.com/2019/01/ekonomide-durgunlukresesyon-uzerine.html adresindeki yazımı okuyabilirsiniz. 

6 Şubat 2019 Çarşamba

İş Dünyasına Genel Bakış-2018

Son dönemde yaşanan likidite krizinin iş dünyasını özellikle şirketleri nasıl etkilediğine bir bakış atalım ve durumu görelim. İyi gelişmeler olduğu gibi kötü gelişmelerde oldukça fazla. Konu başlıklarını temel anlamda seçmeye özen gösterip net bir şekilde durumu anlatmaya özen gösteriyorum.

1-İflas Oranları 

Aylık bazda oranlara baktığımızda geçen sene ile hemen hemen benzer bir tablo olduğu gözümüze çarpıyor.Hatta biraz daha aşağısında kalması asıl kırılmanın geçen sene olduğunu gösteriyor.

Aylık bazda iflas oranları
Yıllık bazda baktığımızda ise tabloya şimdilik 2012 sonrasındaki tablodan uzağız. Ancak geçmiş dönemlere göre de oldukça fazla sayıda iflas olması şirketlerin durumunun iyiye gitmediğini gösteriyor.

Yıllık bazda iflas oranları

2-Kapasite Kullanım Oranları

Aylık bazda şirketlerin kapasite kullanım oranlarında bu ay dipten bir yükselme gözükse de genel olarak bu sene zorlu geçeceğe benziyor. 2012 sonrası düzelme yılları ile aynı oranlara gelindiği yıllık bazda zaten en dikkat çekici nokta. Bu oranların aşağısına gelmesi 2008 krizi dönemine benzer tablolar yaşatabilir. Şimdilik kırılma o kadar risk içermese de şirket tüm önlemlerini almalılar. Bu arada aylık bazda olan yükselişin teşviklere rağmen çok bir etkisi olmamasına dikkat!
Kapasite Kullanım Oranı (Aylık)

Kapasite Kullanım Oranı (Yıllık)
3-Elektrik Üretimi

Elektrik üretiminde aylık dönemlere baktığımızda gözle görülür bir daralma olsa da bu mevsimsel bazlı daralmalarla karıştırmamak gerekiyor. Geçen senede bu daralmalar görülmekteydi şu an sürekli düşen seyirde gitmiyor. Nüfus oranı artışı ile gelen harcamalar zaten yıllık bazda genel olarak artan bir tüketim şeklinde gitti şimdiye kadar. Bunu direkt olarak resesyona bağlamanın şu an için erken olduğunu düşünüyorum. 2012 verilerinin altına düşmesi ile ancak bu durumu daha net görebiliriz şu an da öyle bir durum yok.
Aylık bazda elektrik üretimi

Yıllara göre elektrik üretimi
4-Sanayi Üretimi

Sanayi üretimine baktığımızda ilk gördüğümüz faizlerin üretime olan negatif etkisi. 2018 de faizlerin 625 bp arttırılması sonrası sürekli eksiye düşen bir endeks aylıkta dikkat çekiyor. Bu durum faizlerin düşmesi konusunun gerekliliği arz ediyor. Yıllara göre dağılıma baktığımızda ise sanayi reflekslerinin 2001 krizine benzer bir ruh hali içine girdiğini görüyoruz. Bu durum henüz 2008 küresel krizdeki kadar kötü olmasa da küreselde oluşan parasal daralmanın etkileri de önümüzdeki dönemde dikkat edeceğimiz bir diğer nokta olacak.

Aylık bazda sanayi üretimi(Faiz arttırımı sonrası eksiye giden durum net görülüyor)

Yıllık bazda sanayi üretimi(2001 seviyelerine yaklaşılsa da henüz 2008 kadar kötümser değil)
5-Stoklardaki Değişim


Stoklardaki değişim yıllık bazda 2008 deki kadar pik bir düşüş olduğunu gösteriyor.Paranın bol olduğu dönemlerde 2016 senesindeki gibi yıllarda stokta mal bulunmazken 2018 yılındaki stok oranı dikkat çekici.Uzun süre yetebilecek miktarda bir stok yapılması ithalat oranlarını düşürmek için yapılan planlar ile doğrul orantılı gitmiş görünüyor.Ancak bu seviyedeki stokların bir süre sonra ciddi ithalat gerektireceği de bariz görünüyor.
5-Araç Üretimi

Araç üretimindeki daralma 2008 yılındaki daralmaya benzer olsada trend olarak düşüşü daha sert olması hem yerleşiklerin araç alımına yönelmemesi ve parasını tutması hem de yurtdışına satılan miktarın özellikle ab ülkelerinin keskin bir daralmaya girmesi ile açıklanabilir durumda. Yan sektörleri ve ana fabrikalardaki istihdamı düşünürsek sektördeki durağanlığın işsizliğe yol açacağı bir gerçek. Faizlerdeki yüksek miktar insanların yatırımlarını kısmasına örnek teşkil eden bir durum var.
Yıllık bazda araç üretimi 2008 seviyelerine gerilemiş durumda daha büyük bir daralma olursa sektörün küçülmeye gideceği geçmiş yıllardaki verilere bakarak söylenebilir.

6-Çelik Üretimi

2016 yılından itibaren kademeli olarak artan çelik üretimi 2018 yılı itibariyle kademeli düşüşe geçmiş durumda görünüyor. Burada ABD tarafından uygulanan çelik ürünlerindeki ambargonun da etkisi oldu. Ancak genel olarak yukarıda sıraladığımız temel faktörler burada da etkili duruyor. Piyasaların dengeye oturamaması çelik üreticilerine negatif yansımış durumda ve son aylarda da bir toparlanma görülmüyor.
Çelik üretimi yıllık bazlı analiz
SONUÇ

Daha sıralayabiliriz bu durumları ki sanayi içerisindeki diğer sektörlerde de benzer. Ancak asıl mevzunun genel olarak piyasalardaki dengesizlikten kaynaklı ve yapısal çözümlere muhtaç olduğu görülüyor. Temel durumlara burada dikkat çekmeye çalıştım daha çok yoksa maddeleri  dediğim gibi daha fazla sıralayabilirdim. Üretim endekslerindeki gerilemeyi durduracak önlemlere başvurmak şart görünüyor. BIST içindeki hisse dağılımlarında 30 hisse içindeki durumları da genel endeks toparlanmalarına rağmen kayıpların fazlalığı tüm bu şirketleri zorlamaktadır. Yatırımcı bakış açısının da bu enlemde yol alması da bu tablolara baktığımızda şaşırılacak bir durum olarak görülmüyor.

Kaynak:https://tr.tradingeconomics.com/turkey