1-İflas Oranları
Aylık bazda oranlara baktığımızda geçen sene ile hemen hemen benzer bir tablo olduğu gözümüze çarpıyor.Hatta biraz daha aşağısında kalması asıl kırılmanın geçen sene olduğunu gösteriyor.
Aylık bazda iflas oranları |
Yıllık bazda iflas oranları |
2-Kapasite Kullanım Oranları
Aylık bazda şirketlerin kapasite kullanım oranlarında bu ay dipten bir yükselme gözükse de genel olarak bu sene zorlu geçeceğe benziyor. 2012 sonrası düzelme yılları ile aynı oranlara gelindiği yıllık bazda zaten en dikkat çekici nokta. Bu oranların aşağısına gelmesi 2008 krizi dönemine benzer tablolar yaşatabilir. Şimdilik kırılma o kadar risk içermese de şirket tüm önlemlerini almalılar. Bu arada aylık bazda olan yükselişin teşviklere rağmen çok bir etkisi olmamasına dikkat!
Kapasite Kullanım Oranı (Aylık) |
Kapasite Kullanım Oranı (Yıllık) |
Elektrik üretiminde aylık dönemlere baktığımızda gözle görülür bir daralma olsa da bu mevsimsel bazlı daralmalarla karıştırmamak gerekiyor. Geçen senede bu daralmalar görülmekteydi şu an sürekli düşen seyirde gitmiyor. Nüfus oranı artışı ile gelen harcamalar zaten yıllık bazda genel olarak artan bir tüketim şeklinde gitti şimdiye kadar. Bunu direkt olarak resesyona bağlamanın şu an için erken olduğunu düşünüyorum. 2012 verilerinin altına düşmesi ile ancak bu durumu daha net görebiliriz şu an da öyle bir durum yok.
Aylık bazda elektrik üretimi |
Yıllara göre elektrik üretimi |
Sanayi üretimine baktığımızda ilk gördüğümüz faizlerin üretime olan negatif etkisi. 2018 de faizlerin 625 bp arttırılması sonrası sürekli eksiye düşen bir endeks aylıkta dikkat çekiyor. Bu durum faizlerin düşmesi konusunun gerekliliği arz ediyor. Yıllara göre dağılıma baktığımızda ise sanayi reflekslerinin 2001 krizine benzer bir ruh hali içine girdiğini görüyoruz. Bu durum henüz 2008 küresel krizdeki kadar kötü olmasa da küreselde oluşan parasal daralmanın etkileri de önümüzdeki dönemde dikkat edeceğimiz bir diğer nokta olacak.
Aylık bazda sanayi üretimi(Faiz arttırımı sonrası eksiye giden durum net görülüyor) |
Yıllık bazda sanayi üretimi(2001 seviyelerine yaklaşılsa da henüz 2008 kadar kötümser değil) |
Araç üretimindeki daralma 2008 yılındaki daralmaya benzer olsada trend olarak düşüşü daha sert olması hem yerleşiklerin araç alımına yönelmemesi ve parasını tutması hem de yurtdışına satılan miktarın özellikle ab ülkelerinin keskin bir daralmaya girmesi ile açıklanabilir durumda. Yan sektörleri ve ana fabrikalardaki istihdamı düşünürsek sektördeki durağanlığın işsizliğe yol açacağı bir gerçek. Faizlerdeki yüksek miktar insanların yatırımlarını kısmasına örnek teşkil eden bir durum var.
Yıllık bazda araç üretimi 2008 seviyelerine gerilemiş durumda daha büyük bir daralma olursa sektörün küçülmeye gideceği geçmiş yıllardaki verilere bakarak söylenebilir. |
6-Çelik Üretimi
2016 yılından itibaren kademeli olarak artan çelik üretimi 2018 yılı itibariyle kademeli düşüşe geçmiş durumda görünüyor. Burada ABD tarafından uygulanan çelik ürünlerindeki ambargonun da etkisi oldu. Ancak genel olarak yukarıda sıraladığımız temel faktörler burada da etkili duruyor. Piyasaların dengeye oturamaması çelik üreticilerine negatif yansımış durumda ve son aylarda da bir toparlanma görülmüyor.
Çelik üretimi yıllık bazlı analiz |
Daha sıralayabiliriz bu durumları ki sanayi içerisindeki diğer sektörlerde de benzer. Ancak asıl mevzunun genel olarak piyasalardaki dengesizlikten kaynaklı ve yapısal çözümlere muhtaç olduğu görülüyor. Temel durumlara burada dikkat çekmeye çalıştım daha çok yoksa maddeleri dediğim gibi daha fazla sıralayabilirdim. Üretim endekslerindeki gerilemeyi durduracak önlemlere başvurmak şart görünüyor. BIST içindeki hisse dağılımlarında 30 hisse içindeki durumları da genel endeks toparlanmalarına rağmen kayıpların fazlalığı tüm bu şirketleri zorlamaktadır. Yatırımcı bakış açısının da bu enlemde yol alması da bu tablolara baktığımızda şaşırılacak bir durum olarak görülmüyor.
Kaynak:https://tr.tradingeconomics.com/turkey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder