Faizlerin bu kadar yüksek olması, TL likiditenin azaltılması ile piyasanın en büyük iş istihdamı yaratan sektörleri olan inşaat ve otomotiv sektörlerindeki duruma beraber göz atalım.
Otomotiv Sektörü
Otomotiv sektöründeki duruma 3 başlıkta bakacağız. Bunlar; Araç Üretimi , Araç Satışı ve Araç Kaydı istatistikleri.
1-Araç Satışları
Araç kayıtlarındaki düşün 2015 senesinden beri düşüş şeklinde gerçekleşmesi alım gücünün giderek azaldığına ve hane halkının tasarruf etmek için parasını sakladığına işaret ediyor. |
Konut Sektörü
Konut sektöründeki duruma 4 başlıkta bakacağız. Bunlar; Yeni Konut Başlangıcı , Mevcut Ev Satışı , Yeni Ev Satışı ve Bina İzinleri istatistikleri.
1-Yeni Konut Başlangıcı
Yeni Konut inşaatlarındaki azalış hepimizin malumu ama bu ciddi düşüşün yansıması yine işsizlik olarak geri dönüyor. |
4-Bina İzinleri
Bina izinlerindeki rakamların 2004 senesinin gerisine düşmesi aynı zamanda krizin ne boyutta olduğunun da net bir göstergesi konumunda |
Otomotiv sektörü gibi konut sektöründe de istihdam açısından bakıldığında görülen daralma ile her 5 kişiden birinin dolaylı olarak evine ekmek götürdüğü bu sektörün işsizlik rakamlarına etkisi çok ama çok fazla.
Sonuç olarak hem otomotiv sektörü hem de konut sektöründeki bu kötü gidişata çalışan sayısı olarak bakıldığında, 4 milyon otomotiv sektörü çalışanı ve en az 7-8 milyon inşaat sektörü çalışanının işsiz kalma tehlikesi neredeyse 30 milyonluk iş gücü kapasitesinin % 50'si ediyor. MB faiz kararlarına bir de bu yönden bakacak olur isek faizlerin düşmemesi durumunda görülecek tablonun vahameti çok açık. Faizlerin düşmesi durumunda ise maliyet artışı(kur artışı) sebepli bir daralmanın devam edecek olması da para politikası yollarının tıkandığı ve mevcut ekonomik plansızlığın sonucu olarak tezahür etmektedir.
İşin sonunda bu çıkmaz sokağa gireceğini 1 Ocak'ta kaleme aldığım yazımda uzun uzun anlatmıştım... Aşağıda o yazımı okumak isteyenler için adresini paylaşıyorum...