1-İflas Oranları
Aylık bazda oranlara baktığımızda geçen sene ile hemen hemen benzer bir tablo olduğu gözümüze çarpıyor.Hatta biraz daha aşağısında kalması asıl kırılmanın geçen sene olduğunu gösteriyor. Tekrar bir kırılmaya gider mi bu ay ki veriler ile belli olacak.Çünkü geçen sene de aralık ve ocak önemli idi.
Aylık bazda iflas oranları |
Yıllık bazda iflas oranları |
2-Kapasite Kullanım Oranları
Aylık bazda şirketlerin kapasite kullanım oranlarında bir yükselme gözükse de genel olarak bu sene de zorlu geçeceğe benziyor. 2012 sonrası düzelme yılları ile aynı oranlara gelindiği yıllık bazda zaten en dikkat çekici nokta idi. Bu oranların aşağısına gelmesi 2008 krizi dönemine benzer tablolar oluşturdu. Şimdilik kırılma o kadar risk içermese de şirketler tüm önlemlerini almalılar. Bu arada aylık bazda olan yükselişin teşvikler ile düzeldiği görüldü ancak 78-79 civarına çıkamadı.
Kapasite Kullanım Oranı (Aylık) |
Kapasite Kullanım Oranı (Yıllık) |
Elektrik üretiminde aylık dönemlere baktığımızda gözle görülür bir daralma görülüyor. Elektrik üretim verileri bu halde iken kapasite kullanımının artması çelişki doğuruyor.
Aylık bazda elektrik üretimi |
Yıllara göre elektrik üretimi |
Sanayi üretimine baktığımızda ilk gördüğümüz faizlerin üretime olan negatif etkisi. 2018 de faizlerin 625 bp arttırılması sonrası sürekli eksiye düşen bir endeks aylıkta dikkat çekiyor. Bu durum faizlerin düşmesi konusunun gerekliliğini arz ediyordu. Faizler düştükten sonra sanayi üretimi toparlanmış görülüyor verilere göre de ancak bu da göreceli bir durum çünkü parasal bolluk dönemi(FED faiz indirimleri ile gelen dönem) oldu. Direkt olarak faizle ilişkilendirmek de yanlış olur çünkü elektrik üretiminde nüfus artışına rağmen daralma oluştu.
Aylık bazda sanayi üretimi(Faiz arttırımı sonrası eksiye giden durum net görülüyor) |
Yıllık bazda sanayi üretimi(2001 seviyelerine yaklaşılsa da henüz 2008 kadar kötümser değil ama önlemlerin ivedilikle alınması şart) |
Araç üretimindeki daralma 2008 yılındaki daralmaya benzer olsa da trend olarak düşüşü daha sert olması hem yerleşiklerin araç alımına yönelmemesi ve parasını tutması hem de yurt dışına satılan miktarın özellikle ab ülkelerinin keskin bir daralmaya girmesi ile açıklanabilir durumda. Yan sektörleri ve ana fabrikalardaki istihdamı düşünürsek sektördeki durağanlığın işsizliğe yol açacağı bir gerçek. Faizlerdeki düşüş ve teşvikler ile son dönemde toparlanma görünse de alım gücü düştüğü ve yeni istihdam yaratılamadığı için 2. el piyasasında fiyatlar yükselmiş durumda.
Yıllık bazda araç üretimi 2008 seviyelerine gerilemiş durumda daha büyük bir daralma olursa sektörün küçülmeye gideceği geçmiş yıllardaki verilere bakarak söylenebilir. |
6-Çelik Üretimi
2016 yılından itibaren kademeli olarak artan çelik üretimi 2018 yılı itibariyle kademeli düşüşe devam etmiş görünüyor. Burada ABD tarafından uygulanan çelik ürünlerindeki ambargonun etkisini yaşarken yeni fabrikaların kurulmaması büyümeyi durdurmuş durumda olduğunu gösteriyor. Ancak genel olarak yukarıda sıraladığımız temel faktörler burada da etkili duruyor. Piyasaların dengeye oturamaması çelik üreticilerine 2018 den sonra 2019 yılında da negatif yansımış durumda.
Çelik üretimi yıllık bazlı analiz |
Bir V krizinden çıkıp W krizine dönen bir duruma dönmeden ivedilikle problemler ve çözümler ele alınmalı ve teoride kalmadan pratikte hayata geçirilmeli. Bu yapılmaz ise kısmen yaşanan verilerdeki toparlanma durumu tekrar eskisine dönebilir ve bu sefer dünyada küresel çapta oluşabilecek bir ekonomik kriz ihtimalide var. FED para politikalarında faiz indirimlerine seçimlere kadar ara vereceğini söylemesi bizde bundan sonra para politikalarında alınacak faiz indirimi gibi önlemlerin de işe yarama kısmında sıkıntı yaratabileceğini söylüyor. Jeopolitik riskler konusunda da oluşabilecek negatif tablolar yine iş piyasasını etkileyecek diğer önemli faktörlerden biri olarak gözüküyor.
Ne yazık ki 2018 için söylediklerimizi 2019 için de tekrar etmekten ibaret bir yazı oldu. 2020'de aynı hataları yapmadan , kronikleşmiş sorunlarımızın yapısal reformlar ile çözüme gidilmesi gerekiyor. CDS rakamları aynı ligde olduğumuz Rusya,Brezilya,Güney Afrika gibi ülkelerin hala çok çok üstünde seyir ediyor. Bu durum ligden düşmeye giden bir yol. Gelişmekte olan ülkeler arasından çıkarsak zaten geriye 3. dünya ülkeleri kalıyor...
Kaynak:
1- https://tr.tradingeconomics.com/turkey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder