Hakkımda

Fotoğrafım
Yıllar boyu edindiğim bilgi ve tecrübelerimi burada siz takipçilerim ile paylaşmak için açtığım bloğumda genel olarak finans dünyasının bilinmeyenlerine yol alacağız.Beni tanımayanlar için inşaat mühendisliği ve finans alanında diplomalarım olup 2 alanda da çalışmalarıma yıllardır profesyonel olarak devam etmekteyim.(Bu hesabın kapsamı sadece küresel ekonomi ve piyasalar ile ilgili yorumlarımla sınırlı olacaktır. Burada yer alan yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.)

6 Mayıs 2020 Çarşamba

Büyük Buhran V2.0

Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak lafını çok duyar olduk. Bundaki asıl sebep ekonomilerin yaşadığı krizin anlaşılmasından geçiyor. Koronavirüs ile tetiklenen kriz sonrası tahminlerin en iyimser tarafta olduğunu görüyoruz. Ancak dünyadaki işsizlik rakamlarındaki gidişat ve pmi rakamlarındaki küçülmeler bize çok daha kötüsünün yaşandığını söylüyor. Şu anda ekonomilerin insan sağlığına tercih edilip açılmaya başlaması da bir nevi krizin etkilerini azaltmak üzerine gerçekleşiyor. Ancak İspanyol gribinin geçmişine bakanlar aynı hatanın o zamanda yapıldığını ve 2. dalgada asıl ölümlerin gerçekleştiğini biliyorlar. Politika yapıcıların tüm dünyada çözümleri ileride çok tartışılacaktır ,nitekim 1920'li yıllarda değiliz. Bilgi yayılımı o kadar hızlı gerçekleşiyor ki tüm sistemlerin temeline dinamit koyan cinsten bir durum bu. 1929 büyük buhranından önceki gayrimenkul krizleri ile 2008 yılındaki mortgage kredilerinde yaşanan balonların patlaması arasındaki fark sadece dijitalleşmiş türev ürünlerin ahlaksızca wall street tarafından şişirilmesinde saklı. Günümüzde 2008 ekonomik krizi bitti yalanını 10 yıldan fazladır söyleyenler o zaman da Florida gayrimenkulleri üzerine aynı benzer söylemleri kullanıyordu.

Şimdi bu gözle büyük buhran ile günümüzde yaşanan 2. versiyonuna baktığımızda  ikisinde de arz ve talep şoklarının aynı anda oluştuğu büyük firmaların çok büyük sıkıntılara girdiği iflas ettiği ve işsizlik sayılarının inanılmaz seviyelere çıktığını aynı zamanda oluşan bu durumların dünya ekonomisinde %7'lik bir küçülmeye sebep olduğu ve şu anda da söylenen %2,7 gibi dünyada ekonomik küçülme tahminlerinin şu anki işsizlik rakamlarıyla uyumsuz olduğunu ve sistemik gelişen(doğrudan tüm ekonomilere yayılan) krizin dünyadaki tüm ekonomilere uğradığını görüyoruz. Büyük buhran zamanlarında net kreditör olan ABD yine aynı şekilde günümüzde de FED vasıtası ile benzeri swap pencereleri ile ihtiyacı olan ülkelere yardımlar yapıyor. Geçmişte hesapsızca vermiş olduğu kredileri alamayan ABD yine aynı şekilde bu kredileri alma yolunda sıkıntılar yaşayacağı ortadadır. Gümrük duvarları koyma yoluna gideceğini de tahmin etmek falcılık olmayacaktır. Zaten şu anda Çin ile yaşanan ticari gerilimler de geçmişteki blog değişimlerine benzer yapıda seyrediyor.

Büyük buhranın 1930'ların başından sonuna kadar 10 yıl civarı sürdüğünü düşünürsek şu anda da benzeri bir durumun yaşanacağını kestirmek de yine aynı şekilde tarihten çıkardığımız derslerden.
Daha önce pacman krizi olarak bahsettiğim( https://mehmetcagdas.blogspot.com/2020/03/pac-man-krizi.html ) sistemin açığının bulunduğu yapıdan bahsederken sermayenin milli gelirin tamamını yutma tehlikesinden bahsetmiştim. Bu durumda sosyal politikaların gelişmesinde mecburi bir taraf olacağı aksi halde dünya savaşlarının temelini oluşturan işsiz insanların sapkın yönelimleri(Nazizm vb.) oluşabileceğini görüyoruz. Bunda zaten şu an ki lider yapılarının sağ olarak tarif ettiğimiz siyasi yapıdan gelmeleri de bu tehlikelerin varlıklarını arttırmaktadır.

Sonuç olarak insanlığın önümüzdeki 10 yıl büyük sıkıntılara gebe bir döneme girdiğimizi söylendiği şekilde bir toparlanmanın uzun süre oluşamayacağını çünkü üretim ve tüketim tarafındaki zincirlerin kırıldığını arz ve talep şoklarının etkisinin öyle kısa sürede çözülmesinin zor olduğunu söyleyebilirim. 
Ekonomik krizlere sadece ekonomi açısından değil sosyal hatta politik açıdan da bakılması gerektiğini dilim döndüğünce anlatmaya çalıştım.


2 yorum:

  1. ÜSTAD KONUYU ANLAYABİLEN %1-3ARASI İNŞŞLH SAVAŞA GÖTÜRÜLMEZ DÜNYA

    YanıtlaSil
  2. Biliyorum öyle olduğunu ama öyle diye de yazmayalım mı ? Bilgi herkesin hakkı.

    YanıtlaSil