Hakkımda

Fotoğrafım
Yıllar boyu edindiğim bilgi ve tecrübelerimi burada siz takipçilerim ile paylaşmak için açtığım bloğumda genel olarak finans dünyasının bilinmeyenlerine yol alacağız.Beni tanımayanlar için inşaat mühendisliği ve finans alanında diplomalarım olup 2 alanda da çalışmalarıma yıllardır profesyonel olarak devam etmekteyim.(Bu hesabın kapsamı sadece küresel ekonomi ve piyasalar ile ilgili yorumlarımla sınırlı olacaktır. Burada yer alan yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.)

23 Mart 2020 Pazartesi

Gelir Adaletsizliği ve Eşitsizlikler Üzerine

Gelir dağılımındaki eşitsizliği analiz ederken sermaye eşitsizliğinin emek eşitsizliğinden daima yüksek olduğunu biliyoruz. Genelde buna kapitalizmin doğası gereği denilip geçiyoruz. Gini endeksi gibi yapılar hesaplanır iken emek ve sermaye eşitsizliklerini birbirine karıştırarak kullanan endekslerin bu durumları net olarak ortaya koyamadığını da araştırmalardan anlıyoruz.Tablolar ile anlatacak olursak ki Piketty'nin de kitabında bu çalışmalarını açık olarak insanlar ile paylaşmış olduğu çalışmalar çok önemli , onlardan yararlanarak çok daha net anlayacağız olup bitenleri.

Emek Gelirindeki Eşitsizlik,Dönemlere ve Ülkelere Göre
Emek gelirindeki eşitsizliğin görece düşük olduğu ülkelerde(İskandinav ülkeleri) nüfusun en yüksek geliri elden eden %10'luk kesimi ,toplam emek gelirinin %20'sini almaktadır. En az ücret alan %50'lik kesimin aldığı pay %35 ,orta seviyede ücret alan %40'lık kesime düşen pay ise %45 seviyesindedir. Buna karşılık gelen gini çarpanı ise 0,19(0-1 arası değer alan eşitsizlik endeksi).

Sermaye Mülkiyetindeki Eşitsizlik, Dönemlere ve Ülkelere Göre
Burada da bakınca En zengin sınıfların sermaye mülkiyetindeki baskın karakterini görüyoruz. En yoksul sınıf olan halk sınıfı %10'luk bir dilimi ancak iskandinav ülkelerinde görüyoruz genel ortalama %5 civarında dünyada. Bir de toplam gelirlerdeki adaletsizliğe bakalım.

Toplam Gelirdeki Eşitsizlik Dönemlere ve Ülkelere Göre
Toplam gelirlerdeki duruma baktığımızda ise gördüğümüz yine İskandinav ülkelerindeki görece eşitlikçi durum olmasına rağmen dünyanın geri kalanında oluşan çok yüksek derecedeki eşitsizlikler sınıflar arasında uçurum yaratmış durumda. Orta sınıf giderek azalan bir pay alır iken halk sınıfı zengine çalışır olmuş maaşlar neredeyse eşitlenmiş ancak üst sınıftaki gelir farkları giderek artarak aralarındaki durum toplumun temellerini dinamitlemeye başlamıştır. İdeal durum İskandinav ülkelerinde dahi gerçekleşmemiştir aslında görece diğerlerine kıyasla iyi bir durumdalar. Bu fark çok önemli.

ABD'de Gelir Eşitsizliği ,1910-2010 arası dönem
Büyük buhran dönemi olarak geçen dönemdeki fark ile günümüzdeki gelir eşitsizliği durumu arasındaki bağlantıyı kurabilenler durumu yukarıdaki tabloda görüyordur. Şimdi aynı seviyelerde olan eşitsizlik durumu o dönemde 2. Dünya Savaşı sonrası refah dolu yıllar yaşatmış olsa da yüzyıl sonrasında görülen tablonun yine aynı olması kapitalizmin sermayeyi gelir eşitsizliği yaratarak emek üzerinden biriktirdiğine güzel bir örnek.Şimdi diyorlar ya neden kriz oluyor vs önceki blog yazımda bunları temel bazda anlattım. O yazıyı okumadan bu yazıyı anlayamazsınız. ( https://mehmetcagdas.blogspot.com/2020/03/pac-man-krizi.html ) Avrupa ve ABD arasındaki gelir eşitsizliği farkına da bir  bakalım.
ABD ve Avrupa Gelir Eşitsizliği Kıyaslaması
1900-1910 döneminde Avrupa'da en üst onda birlik dilimin milli gelir içindeki payı ABD'dekinden daha yüksektir fakat günümüze gelindiğinde ABD özelindeki gelir eşitsizliğinin Avrupa'nın çok üzerinde olduğunu görürüz. Nitekim insan hakları yasaları ve sosyal devlet anlayışının AB tarafında yaygın olarak kullanılmasının etkilerini görürüz. Yine de az önce baktığımız çalışmalarda da AB'nin de durumunun çok temiz olduğunu söylemek yanlış olur.

Bir de yaş servet ilişkisi farkına bakalım ki bugünlerde etkili olan COVID'in etkilerini bir de bu açıdan değerlendirelim. Veri kayıtlarının çok eskiye dayanmasından dolayı yukarıdaki Fransa incelemesi yaş-servet profili olarak çok önemli. Tablodan da görüldüğü üzere yaşlıların serveti daima gençlerden fazla olmuştur. 2. Dünya Savaşı dönemi dışında yaşlıların servetinin düşük olduğu bir dönem görülmemiştir. Bu yüzden de küresel ekonomik büyüme yıllarının savaşın yaratmış olduğu durumdan gelişme çıkardığı izlendi. Kişinin elde ettiği servet ister miras yoluyla ister çalışarak elde edilmiş olsun belli bir eşiğin üzerine çıktığında kendi kendine çoğalmaya ve birikmeye başlar. Bu yüzdendir ki negatif faize geçildi AB ülkelerinde ve yine bu yüzdendir ki ekonomileri büyüyemiyor ve eski dönemlerdeki gibi gelişemiyor. Çünkü bu birikimleri aynı zamanda miras yoluyla sonraki nesillere aktarmaya devam ediyorlar. Yaş ortalamasının yüksek olması işleri hiç kolaylaştırmıyor. COVID konusunda gereken önlemleri geç almalarını buradan bakarak da politika yapıcıların ne kadar duygusal davrandıklarını anlayabiliyoruz.

Sonuç olarak küresel krize sebep olan gelir adaletsizliği ve eşitsizliklerdir. Karlar düştükçe daha fazla milli gelirin payına meyleden sermaye sahipleri işin sonunda komple milli geliri yutacaklarını biliyorlar. Şu anda yaşanan duruma kapital sistemin evrimi olarak da bakılabilir. Onlar karlarından feragat edecek, covid onlar için yaşlıları yok edecek, bu arada sosyal adaleti bir nebze oluşturmaları lazım ki sistem yürüyebilsin bu yüzden temel vatandaşlık maaşı ve zenginlik vergileri gibi önlemler ile karşılaşacağız. Burada bir çatallanma oluşacağı ve yeni sistemler çıkabileceği ihtimalini oldukça fazla görüyorum.Sonuçlarını beraber göreceğiz ki eskisinden daha kaotik bir döneme(iyi veya kötü demiyorum tek bir sistem veya sistemler mi olacak bunların sosyal yapısı nasıl olacak bilmiyoruz) girdiğimizi düşünüyorum. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder