Hakkımda

Fotoğrafım
Yıllar boyu edindiğim bilgi ve tecrübelerimi burada siz takipçilerim ile paylaşmak için açtığım bloğumda genel olarak finans dünyasının bilinmeyenlerine yol alacağız.Beni tanımayanlar için inşaat mühendisliği ve finans alanında diplomalarım olup 2 alanda da çalışmalarıma yıllardır profesyonel olarak devam etmekteyim.(Bu hesabın kapsamı sadece küresel ekonomi ve piyasalar ile ilgili yorumlarımla sınırlı olacaktır. Burada yer alan yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.)

19 Mart 2020 Perşembe

Pac-Man Krizi

Pac-Man'de oynayanlar bilir, bir labirent içerisinde hareket ederek sarı diskleri bitirmeye çalışan oyuncu hayalet ve canavarlardan kaçarak tüm küçük diskleri toplar ve tüm diskleri topladığında diğer aşamaya geçer. Labirent üzerinde beliren meyveleri toplamak oyuncuya fazladan puan kazandırır. Büyük sarı diskleri aldığında, canavar ve hayaletler maviye dönüşür ve bir süreliğine yenilebilir duruma gelirler. Aşağıdaki durumda buna benzer bir durum içeriyor. Canavar ve hayaletlerimiz maviye dönüştü yani pac man tarafından yenilebilir bir durumdalar. 

Yapısal büyümenin olmadığı ve büyüme oranının tam sıfır olduğu bir durumda Marx'ın tarif ettiğine çok yakın bir mantıksal çelişki ortaya çıkar. Marx bunu ''kar oranındaki düşme eğilimi'' olarak açıklarken bunu matematiksel olarak açıklamakta zorlansa da çünkü bulunduğu dönemde verilerin eksikliği çağın kendine tarihsel bir mesafeden bakmanın zorluğu gibi durumlar olduğu için şimdiki kadar açık değildi. Net tasarruf oranı artıya geçtiği, yani zengin sermaye sahiplerinin güç ve saltanat arzusuyla veya yalnızca yaşam standartları halihazırda yeterince yüksek olduğundan her yıl daha fazla sermaye biriktirmeye başlar.(Zengin şımarıklığı ya da hastalık derecesinde para biriktirme sevdası da diyebiliriz.) Daha genel bir ifade ile  büyüme oranı düşükse ve sıfıra yakınsa, uzun vadedeki sermaye gelir oranı da sonsuz olmaya meyleder. Sermaye gelir oranı da sonsuz oranda yüksek ise sermayenin getirisi de giderek azalmak ve sonsuza dek düşmek zorundadır. Aksi biçimde bu süreç sermayenin payının milli gelirin tamamını yutmasıyla sonuçlanır. 

Bu işin tek mantıksal çözümü, sürekli yeni sermaye birimlerinin toplama ilave edilmesini dengelemek için nüfustaki artış ve verimlilikte artış oluşması gerekliliğidir. Şimdi yaşadığımız krize bakar isek çözüm olarak para basılmasının hiç bir biçimde çare olmayacağı açık duruyor. Verimlilik artışı içinse yeşil enerji ve karbon emisyonu hikâyeleri ile tıkanıklık yaşıyoruz yeni teknolojileri bırakın üretmeyi insanlar hayatın hızından dolayı düşünecek halde değiller, birde küreselde yaşanan sıkıntıları (Süveyş ve Panama kanalı ileride izleyin ) ekler isek üretim tamamiyle tıkanacak, arz ve talep sıkıntıları o kadar artacak ki... Nüfus tarafında ise %2-3 oranında yavaşlatmaya gidildiğini globalizm etkisiyle görüyoruz ve nüfus artışına da engel olduğunu eklemek gerekli.

Bütün bu paniği anlamak için aslında bu kadar göz önünde duran bir durumu anlatmak gerektiğini düşündüğüm için bu yazıyı kaleme alma gereği hissettim. Yıllarca emeğin, milli gelirden giderek küçülen bir pay almaya zorladıkları için bu günlerde kamulaştırmaya gerek duyacaklar ve duymaya da başladılar. Örneğin ABD'de helikopter yardımları veya ab ülkelerinde sosyal yardımları hayrına insanlara vermiyorlar ya da faturalar erteleniyor,kiralar donduruluyor, üniversite borçları yok sayılıyor,işsizlik maaşları bağlanıyor vs. bu durumun insani tarafı ayrı bir boyut ancak ekonomik tarafından bakınca bu da kapitalizmin iç dinamiklerini yok etmek anlamı taşıyor. Genel olarak bu çözümler kısa vadede hareket yaratsa da uzun vadede nüfus ve verimlilik arttırıcı çözümler olmadıkları gibi aynı zamanda çözüme de çare değiller. Para basarak bu işin çözümleneceğini sanıyorlarsa sermayenin payının milli gelirin tamamını yutması kavramını yaşayarak deneyimleyeceğiz. 

Bir çok faktörün aynı anda bir araya gelerek yarattığı bu kırılma dalgalanma şeklinde her 20_30 yılda bir başlaması aynı zamanda globalizmin yarattığı tahribatın da bir sonucu olması ile yüksek entropi barındıran kaotik bir durum örneği olarak karşımızda. Entropiyi düşürmek için yaşanmış süreçler ile kavga eden değil onunla uyum içinde yaşayan bir düzene geçilmelidir. 




1 yorum:

  1. Tebrik ederim Açıklamalarinı çok mantıklı bukdum.Basarilarinin devamını dilerim.

    YanıtlaSil