Siyasi özgürlüğün temeli, insanlarda
doğal bir eğilim olan iktidarın kötüye kullanılmasının önlenmesidir; bu ise
ancak kuvvetlerin farklı ellere verilmesi ve kuvvetin kuvveti durdurmasıyla
sağlanabilir.Yani kuvvetler ayrılığı ilkesi ile. Buna karşılık, bütün güçlerin
tek bir elde toplanması iktidarı kötüye kullanma ihtimalini artırır ve baskıcı
bir yönetim ortaya çıkarır.
Siyasi özgürlük ancak kuvvetlerin bu şekilde
ayrıldığı ve birbirini frenlediği “ılımlı”, yani despotik olmayan bir yönetim
altında güvencede olabilir. Montesquieu’ya göre, güçlerin tek elde toplanması
ve denetimsiz kullanımı siyasi özgürlük için en büyük tehlikeyi oluşturur. Bu
tehlikenin ortadan kalkması için ayrıca kuvvetlerin frenlenmesi de gerekir ki
bunun yolu ise iktidarı iktidarla durdurmak, yani yasama,yürütme ve yargı gibi güçlerin
karşılıklı olarak birbirlerini dengelemelerini sağlamaktır.
"Ezeli bir tecrübe ile sabittir ki, kuvvete sahip olan onu kötüye kullanmaya meyleder.'' Montesquieu
Yazarın yaşadığı senelere baktığımız zaman 1700'lü senelerde ortaya konmuş bu düşüncelerin geçmiş tarihin bir analizi olduğu düşünüldüğünde aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlara ulaşmak ne kadar mümkündür sorusu tam da burada çok mühimdir.
Her olayın hem bir neden, hem bir sonuç olarak ele almak gerekir ve bunların sıkı sıkıya birbirlerine bağlandığını anlarsanız dünyayı rastlantıların yönetmediğini, bütün özel durumların belirlenebilir genel nedenlerin ürünü olduğunu da anlarsınız...
''Kanunların Ruhu Üzerine'' eseri hangi milletin nasıl yönetilmesi gerektiğini net olarak eski örneklemelerle(Roma İmparatorluğu ve daha önceki Yunan devletleri modellerinin detaylı incelemeleri) ortaya koyan herkesin okuması gereken çok değerli bir eser.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder