Hakkımda

Fotoğrafım
ENAG(Enflasyon Araştırma Grubu) kurucu üyesi,Msc. Bankacılık ve Finans, Planlama Mühendisi,PMI® (Project Management Institute Member), Mühendisler için Python Programlama ve Uygulamalari kitabının yazarı. "Rusya’nın buzullarından, Güney Asya’nın tropikal iklimlerinden, Körfez ülkelerinin çöllerinden geçmiş bir ‘Dünyalı’…"

12 Mayıs 2019 Pazar

Ekonomi Verilerine Genel Bakış

İlk sanayi verilerini incelediğim yazımda(bknz.https://mehmetcagdas.blogspot.com/2019/02/sanayi-sirketlerine-genel-baks.html) son dönemde yaşanan likidite krizinin iş dünyasını özellikle şirketleri nasıl etkilediğine bir bakış atmış ve durumu görelim demiştim...
O zamandan bu zamana geçen 5 ayda yaşanan tüm gelişmelerin daha da kötü sonuçları olduğu hepimizin malumu. Konu başlıklarını temel anlamda seçmeye özen gösterip net bir şekilde durumu yine sizlere aktarmaya ve sade bir dil ile anlatmaya özen göstereceğim...Tarih: MAYIS.2019

1-İflas Oranları 

Aylık bazda oranlara baktığımızda geçen sene ile hemen hemen benzer bir tablo olduğu gözümüze çarpıyor.Hatta biraz daha aşağısında kalması asıl kırılmanın geçen sene olduğunu gösteriyor. Bunda verilerin özellikle ocak aylarında açıklanmasının da oldukça ilgisi bulunuyor grafiklerde...
AYLIK GRAFİK
 Yıllık bazda baktığımızda ise tabloya şimdilik  hala kredi genişlemesinin pik yaptığı yıllar olan 2012 sonrasındaki tablodan uzağız. Ancak geçmiş dönemlere göre de oldukça fazla sayıda iflas olması şirketlerin durumunun iyiye gitmediğini gösteriyor.

YILLIK GRAFİK


2-Kapasite Kullanım Oranları

Aylık bazda şirketlerin kapasite kullanım oranlarında ocak ayından sonra dipten bir yükselme gözükse de genel olarak bu sene zorlu geçeceğe benziyor. 2012 sonrası düzelme yılları ile aynı oranlara gelindiği yıllık bazda zaten en dikkat çekici nokta. Bu oranların aşağısına gelmesi daha önce de belirttiğim gibi 2008 krizi dönemine benzer tablolar yaşatabilir. Şimdilik kırılma MB verilerine göre o kadar risk içermese de şirketler tüm önlemlerini almalılar. Bu arada aylık bazda olan yükselişin teşviklere rağmen çok bir etkisi olmaması ve tekrar seçim sürecine girmemiz ayrıca olası sistematik risklerin artması gibi sorunlar sebebi ile mayıs ve haziran aylarının verilerine de bakacağız.
AYLIK GRAFİK

YILLIK GRAFİK

3-Elektrik Üretimi

Elektrik üretiminde aylık dönemlere baktığımızda gözle görülür bir daralma olsa da bu mevsimsel bazlı daralmalarla karıştırmamak gerekiyor. Geçen senede bu daralmalar görülmekteydi ancak TOBB ve MB verilerinin tersine EUROSTAT tarafından alınan bu verilerde geçen değerler kapasite kullanım oranı verileri ve iflas oranlarıyla tutarlılık göstermemekte.(Elektrik üretiminin bu kadar hızlı şekilde azalmasının bir izahı olmalı)
2018 yazında yaşanan kur oynaklığından beri süre gelen seyir mevsimsel oynaklıkların da verilerin içinde olmasıyla birlikte ciddi anlamda düşüş gösteriyor... Nüfus oranı artışı ile gelen harcamalar zaten yıllık bazda genel olarak artan bir tüketim şeklinde gitti şimdiye kadar. Bunu direkt olarak resesyona bağlamanın ocak ayında tam aksi yönde erken olduğunu düşünüyordum.Ancak şu anda 2012 verilerinin altına düşmesi ile bu durumu aşağıda daha net görebiliriz ki keskin bir daralma var.
AYLIK GRAFİK

YILLIK GRAFİK

4-Sanayi Üretimi

Sanayi üretimine baktığımızda ilk gördüğümüz faizlerin üretime olan negatif etkisi demiştik. 2018 de faizlerin 625 bp arttırılması sonrası sürekli eksiye düşen bir endeks aylıkta dikkat çekiyor. Bu durum faizlerin düşmesi konusunun gerekliliğini arz ediyor.Ancak şu anki atmosferde bunun yapılamayacağı da ortadadır. Tüm finans kuruluşları anketlerinde yeni bir faiz artışı gerekliliğini vurgular iken ve yine MB arka kapıdan daha geçen hafta %1,5 oranında faizleri arttırmışken sanayicinin durumu çok zor!
Yıllara göre dağılıma baktığımızda ise sanayi reflekslerinin 2001 krizine benzer bir ruh hali içine girdiğini görüyoruz. Son aylarda TÜİK verilerine göre toparlanma olsa da kur bazlı etkilerin negatif yönde tekrar bu verileri aşağıya çekmesi gelecek verilerde muhtemel sonuçlar arasında görünüyor. Şu an durum henüz 2008 küresel krizindeki kadar kötü olmasa da küreselde oluşan ticaret savaşları riski ve ülkedeki sistematik ,sistemik risklerin toplamı iyiye işaret değiller! (CDS rakamları bu yazıyı yazar iken 490 seviyelerinde seyir etmektedir.)
AYLIK GRAFİK

YILLIK GRAFİK


5-Stoklardaki Değişim
Stoklardaki değişim yıllık bazda veriler tutulmaya başladığı zamandan bu yana kadar en pik düşüşün olduğunu gösteriyor. 2016 senesinde uzun süre yetebilecek miktarda bir stok yapılması ithalat oranlarını düşürmek için yapılan planlar ile doğru orantılı gitmiş görünüyor.Ancak bu seviyedeki stokların azalması ile bir süre sonra ciddi ithalat gerekliliği de bariz görünüyor. (2016 yılında stok oranları tarihin en yüksek seviyesinden 2018 yılında tarihin en düşük seviyesine gerilemesi normal midir sorusunu akıllara getiriyor...)
AYLIK GRAFİK

YILLIK GRAFİK


6-Araç Üretimi

Ocak ayındaki yazımda araç üretimindeki daralma 2008 yılındaki daralmaya benzer olsa da trend olarak düşüşü daha sert olması hem yerleşiklerin araç alımına yönelmemesi ve parasını tutması hem de yurt dışına satılan miktarın özellikle AB ülkelerinin keskin bir daralmaya girmesi ile açıklanabilir durumda demiştim. Bir çok fabrikanın bant durdurması, kimi üreticilerin fabrikasını taşımaya karar vermesi sonrası grafiklerde görülen anlamsız artışın sebebi ya verilerin hatalı olması ya da bu haberlerin yalan olmasından olabilir. Birileri fena halde insanları salak yerine koyuyor ama grafikleri yorumlama işi matematiğe dayalı olunca böyle durumlardaki anlamsızlık ortaya çıkıyor...
Konumuza döner isek yan sektörleri ve ana fabrikalardaki istihdamı düşünürsek sektördeki durağanlığın işsizliğe yol açacağı bir gerçek. Faizlerdeki yüksek miktar insanların yatırımlarını kısmasına örnek teşkil eden bir durum var. Ocak ayında yaptığım tesiptten farklı bir durum yok. Yıllık bazda araç üretimi 2008 seviyelerine gerilemiş durumda daha büyük bir daralma olursa sektörün küçülmeye gideceği geçmiş yıllardaki verilere bakarak söylenebilir dedim ve daralma haberleri zaten malumunuz.
YILLIK GRAFİK



7-Çelik Üretimi

2016 yılından itibaren kademeli olarak artan çelik üretimi 2018 yılı itibariyle kademeli düşüşe geçmiş durumda görünüyor. Burada ABD tarafından uygulanan çelik ürünlerindeki ambargonun da etkisi oldu. Ancak genel olarak yukarıda sıraladığımız temel faktörler burada da etkili duruyor. Piyasaların dengeye oturamaması çelik üreticilerine negatif yansımış durumda ve son aylarda dipten bir geri dönüş gözükse de tekrar aşağı çekilmesi ,küresel riskler,jeopolitik riskler ve diğer riskler açısından şaşırtıcı sonuçlar arasında olmayacaktır..
YILLIK GRAFİK

SONUÇ

Daha sıralayabiliriz bu durumları ki sanayi içerisindeki bu ana sektörlerin dışında diğer sektörlerde de benzer. Ancak asıl mevzunun genel olarak piyasalardaki dengesizlikten kaynaklı ve yapısal çözümlere muhtaç olduğu görülüyor tespitim yerine artık bu risklerin tamamen dışında politika riskinden kaynaklı finansal bozulmaların farkında olmak gerekir.  Temel durumlara burada dikkat çekmeye çalıştım daha çok yoksa maddeleri  dediğim gibi daha fazla sıralayabilirim. Üretim endekslerindeki gerilemeyi durduracak önlemlere başvurmak şart görünse de seçimlerden fırsat gelmiyor. BIST içindeki hisse dağılımlarında 30 hisse içindeki durumlarındaki kayıpların fazlalığı tüm bu şirketleri daha da çok zorlamaktadır. Yatırımcı bakış açısının da bu enlemde yol alması da bu tablolara baktığımızda şaşırılacak bir durum olarak görülmüyor. Para politikasının bu işleri çözmesini beklersek en sonunda yüksek enflasyon ile birlikte küçülme modeli olan slumpflasyonu iliklerimize kadar hissedeceğiz. Çünkü demokrasimizdeki belirsizlikler,siyaset ağızları vs. tamamiyle üretimin önüne geçmiş durumda ve en kötüsü de güven ortamı kaybolmuş durumda görünüyor!!!

Kaynak:https://tr.tradingeconomics.com/turkey

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder