Hakkımda

Fotoğrafım
ENAG(Enflasyon Araştırma Grubu) kurucu üyesi,Msc. Bankacılık ve Finans, Planlama Mühendisi,PMI® (Project Management Institute Member), Mühendisler için Python Programlama ve Uygulamalari kitabının yazarı. "Rusya’nın buzullarından, Güney Asya’nın tropikal iklimlerinden, Körfez ülkelerinin çöllerinden geçmiş bir ‘Dünyalı’…"

28 Ocak 2025 Salı

Sonsuz Veri Gücü: Evrenin Verisiyle Teknofeodalizm

 Teknolojik gelişmeler, insanlık için eşsiz fırsatlar sunar. Ancak, bu fırsatlar bir hızla karanlık bir yola dönüşebilir. "Sonsuz Veri Gücü: Evrenin Verisiyle Dijital Kişisel Evrim (EVR)" fikri, ilk bakışta herkesin daha sağlıklı, daha yaratıcı ve daha potansiyel dolu bir hayat yaşayabileceği bir dünya vaat ediyor. Ancak bu fikir, altında büyük bir tehlike barındırıyor. Eğer bu dijital evrimsel sistem teknofeodalizmle birleşirse, sonuçları korkunç olur. İnsanlık, teknoloji ve veriler aracılığıyla değil, onları yöneten elitlerin ellerinde bir oyuncak haline gelir.


Teknofeodalizm, teknoloji devlerinin ve güçlü devletlerin, insanların biyolojik, psikolojik ve çevresel verilerini ellerinde tutarak toplumu tam anlamıyla denetlemeleridir. İnsanların verileri, sadece seçilmiş bir azınlık tarafından işlenir ve kontrol edilir. Bu yapıda, bireyler sadece veri sağlayıcıları olur. Ancak asıl güç, bu verileri kullanan dijital aristokratların elindedir. Onlar, insanları bir teknolojik köleliğe mahkûm eder. İnsanların biyolojik ve psikolojik yapıları, onları yalnızca daha verimli vatandaşlar haline getirme amacına hizmet eder. Bu dijital evrim, insanların özgür iradesine değil, devletlerin ve büyük şirketlerin çıkarlarına dayanır. İnsanlar, sadece sistemi iyi vatandaşlar haline getirecek şekilde evrimleşirken, aslında kendi düşünce ve davranışları dijital otoriteler tarafından yönlendirilir.


Bu dijital dünyada, bireyler sadece gölgeleştirilen bir gelişim sürecine tabi tutulur. Kendi potansiyellerini keşfetme sürecinden ziyade, onları yalnızca uyumlu ve verimli hale getirme amacı güdülür. Kişisel evrim, bir dijital öneri listesi haline gelir; insanları uyumlu hale getirmek için önerilen her şey, sistemin ihtiyaçları doğrultusunda şekillendirilir. Bireyler, kendi düşüncelerini geliştirme fırsatından mahrum bırakılırken, dijital köleliğin farkına bile varamazlar. İnsanlar, bu dijital sistemin pasif katılımcıları haline gelir ve özgür iradenin yerini tamamen dijital algoritmalar alır.


Ancak en derin tehlike, bu dijital feodalizmin toplumsal eşitsizliği derinleştirmesidir. Dijital veriler, sadece güçlü şirketlerin elinde yoğunlaşır. Bu durum, yeni bir sınıf ayrımını doğurur. Zenginler ve elitler, daha fazla veri, daha gelişmiş algoritmalar ve daha hızlı evrimsel süreçlere sahip olurken, geri kalan insanlar sadece bu sistemin veri kaynağı olur. Ve ne yazık ki, bu durum mevcut eşitsizlikleri daha da derinleştirir. Güç, kontrol ve veri arasındaki ilişki çok daha karmaşık bir hal alır. Artık yalnızca dijital aristokratlar, kimin nasıl evrileceğine karar verir ve toplumsal normları belirler.


Bu, teknolojinin insanlık adına sunabileceği en korkunç felakettir. İnsanlar, özgürlüklerini ve potansiyellerini kaybederken, sadece büyük güçlerin çıkarları doğrultusunda birer robota dönüşür. Kişisel evrim adına sunulan bu dijital vaatler, gerçek özgürlüğün kaybolmasına ve insan onurunun yerle bir edilmesine yol açar. Teknoloji, gücü ellerinde tutan azınlığın elinde bir silaha dönüşür. Ve o zaman, gerçek insanlık, tamamen kaybolur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder